Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TARIK YILMAZ

Futbolda top yuvarlak hissedar dört köşe

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray'ın hafta başında İstanbul'da Ekonomi Gazetecileri Derneği'yle buluşması oldukça şen geçti. Sayabildiğim kadarıyla kameralar dışında 60 gazeteci gelmişti. 2 saat boyunca biz sorduk SPK Başkanı yanıtladı. En merak edilen konu ise gazetecilerin portföyüydü. Portföyü olan gazeteciler haberleri bizim tarafta o kadar alıcı buldu ki Akgiray'ın 'Açıklamam yasal değil' demesine karşın birkaç kez 'Portföyü olanları açıkla' sorusunu yöneltti.
Başkan Akgiray, 'ortada sorun varsa birlikte çözelim' diyerek Ankara'ya döndü. Bu toplantıdan benim payıma düşen ise sektör kendi bahçesine çeki düzen vermeden bu işlerin düzelmeyeceğiydi. Hadi hayırlısı...

***

Toplantıda dikkatimi çeken bir başka konu da spor kulüplerine yönelik uyarılardı. Kulüplerin halka arzlarının yanlış olduğunu düşünüyor SPK Başkanı ve bugün de yanlış yönetildiklerini söylüyor. Fiyat oluşumlarına ise şüpheyle yaklaşıyor.
Doğru söze ne denir. Halka arz yöntemlerine bakın. Fenerbahçe ve Galatasaray, forma, stad ve her türlü pazarlama faaliyetlerinden elde edilebilecek gelir getiren işlerini 'sportif AŞ' şirketlerinin içine koymuş ve hissedara 'geliri birlikte paylaşalım' demiş. Beşiktaş daha Avrupai bir modelle bu gelir getiren işlerin içine futbolcuları da koymuş. Yani 'Benim aktifim futbolculardır' demiş. Burada kaybetmek de var kazanmak da...

Merak ettim gelirlerini ortaya koyarak halka açılan bu kulüpler, halka arzdan ne kadar geliri cebine koymuş da neler yapmış?
Madem ezeli rekabet Galatasaray ve Fenerbahçe'den başlayalım. Zira en çok tartışılması gereken iki arz bence bunlar. Galatasaray, 20 Şubat 2002'de halka arz edilmiş. Yüzde 16'sı halkla buluşmuş (!) ve kulübün kasasına 21 milyon 152 bin dolar girmiş. Bunlar İMKB'nin resmi internet sitesinden alınan rakamlar. Aynı gün yani 20 Şubat 2002'de halka açılan Beşiktaş ise 14 milyon dolar için gelirlerini ve futbolcularının yüzde 15'ini ortaya koymuş.
Tam iki yıl sonra 20 Şubat 2004'te borsaya gelen Fenerbahçe Sportif AŞ ise yüzde 15'i için 30 milyon dolar gelir elde etmiş. Borsanın son konuğu Trabzon Sportif AŞ ise yüzde 25 hissesi için 24 milyon 567 bin dolar geliri cebine koymuş.
Fazla uzatmayalım da bu şirketlerin dağıttığı inanılmaz temettü rakamlarını verelim. Yani kulüplerin hissesini satın alarak ortak olanlara hisseleri oranında kardan düşen paylarını... Sizin için ödenen temettüleri, ödemelerin yapıldığı tarihlerdeki Merkez Bankası alışsatış kuru ortalamasına bölerek dolara çevirdim. Sonuçlar Galatasaray ve Fenerbahçe için korkunç. Halka arz edildiklerinden bu yana;
Galatasaray Sportif 108.3 milyon dolar
Fenerbahçe Sportif 158.8 milyon dolar
Beşiktaş 1.5 milyon dolar
Trabzon Sportif ise 37.4 milyon dolar temettü ödemiş.
Daha açık bir ifadeyle;
Galatasaray yüzde 15'ini halka açtığından bu yana geçen 10 yılda elde ettiği gelirin 5.1 katını, Fenerbahçe 8 yılda 5.3 katını, Trabzon ise 5 yılda 1.5 katını hissedarlarına temettü olarak dağıtmış. Tek farklılık Beşiktaş'ta. O elde ettiği gelirin sadece yüzde 10'unu temettü olarak vermiş. Bu başarı mı başarısızlık mı onu da siz değerlendirin.
Ortadaki tabloyu şöyle bir özetleyelim:
Bu arzlar yanlış diyen bir SPK başkanı
Bu arzlardan cebine minik paralar koyup onu da çarçur eden (yaptıkları transfer ve uluslararası düzeyde gelmeyen başarılara bağlı olarak bu rahatlıkla söylenebilir) kulüpler
Bugüne kadar ortak olarak kulüplerden kat be kat fazlasını temettü olarak alan hissedarlar. Bu oyunda kazanan belli. Kaybeden ise vefakar seyirci.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA