Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Mete Kalkavan değil sen durdurdun Özbek!.

G alatasaray'a başkan olmak için tek ama tek yeteneği ve kalitesi olmayan, işin başına kulübün tüm maddi varlıklarını satmak için gelen Dursun Özbek, Başakşehir önündeki facia futbolu değil, hakemi eleştirdi, utanmadan sıkılmadan..
Tamam!. Yan hakem hem de, hakem değil, bir ofsaytı kaçırdı. Sağ açık gitti ve ortaladı..
Bir maçta kaç orta oluyor?. Gol mü olmalı ille?. Nerde kalecin?. Nerde 4 golden üçünü hava topları ile yiyen savunman?.
Ona bakan yok.. Yok, çünkü Dursun Özbek nam zat, kendi kellesini kurtarmak, Galatasaray'ın elindeki son umut malları komik paralarla satmak uğruna iş başında kalmaya çalışıyor. Kim bilir hangi akılla, Alp Yalman'ı da kandırmış ki, kendi paçasını kurtarsın. Alp de oraya bir emir kulu, futbol özürlü birini "Futbol Sorumlusu" diye getirmiş. Bir başka futbol özürlüsünü de "Hoca" diye kenara koyup, yanına hâlâ yetmezmiş gibi, sırf Alp'in arkadaşı diye bir başka futbol özürlüsünü eklemiş.. Nasıl olacak şimdi Galatasaray?.
Bir hayaletin elindeki uzaktan kumanda ile yönetilen "Özürlüler Silsilesi" iş başında olursa, takım da bu kadar olur!.
Oyuncular, karşılarında rakip bulamazlarsa ve canları isterse çıkar oynar şov yaparlar.. İstemezlerse seyrederler..
Dua etsinler Başakşehir Hocası Abdullah Avcı'ya.. 2-0'ı yeterli görüp oyunu oyalamaya almasa, maç yarım düzineye giderdi.
Esas 11'inden altı oyuncusu kenarda bırakan Başakşehir'den söz ediyoruz.
Ey Florya'daki Hayalet, Alp Yalman kardeşim.. Beni sattın tamam.. Ama var mısın, şu maçın dvd'sini birlikte izleyelim.. Sabri dışında, mücadele eden, çırpınan, yenilgiye razı olmayan bir adam göster bana?.
..Ve de o kenarda, "Arkadaşım da sebeplensin" diye koyduğun adam dahil, bir teknik adam göster ki, müdahalesi doğru olsun?.
Bu mudur, takımı maça moralman hazırlamak?. Kim hazırlayacak?. Bu özürlüler çetesi mi?.
Bir hafta önceki "olmayan" Akhisar karşısındaki oyunun sırrı "Topu tepmek ve ileri atmak" dışında bir şey yapmayan De Jong'un olmayışıydı. Riekerink efendiye "Bunu bilerek mi yaptın, zorunluluktan mı, haftaya göreceğiz" demiştim. Cevabı bile bile.. Bu hafta De Jong'la çıktı. Tamam.. Madem inanıyorsun Josue değil, De Jong, kafandaki adam.. O zaman Sneijder çıkınca, neden Josue'yi alıyorsun?.
Sneijder santrfor arkası oynuyor.. O çıktı.. Çek, hızlı, her tarafa koşan, hırsla bastıran Yasin'i onun yerine.. Koy, Rodrigues ya da Sinan Gümüş'ü açığa.. Bunu yapmak için önce futbolu bilmek gerek, sonra da bildiğini yapacak yürek.. Riekerink'te ikisi de yok. Nasıl olacak?.
Carole sakatlanınca Linnes!.. Yani o koridor sol kanadı, hem de bir metre önlerindeki oyunu seyreden kulübe, sakatlık olmasa onu da yapmayacak.. Tamam diyelim. Peki Selçuk sakatlanınca, hem de takım 2-0 mağlup durumda iken, takımın en etkisiz, ayağına top gelince oynayan adamı Eren'i mi alır, bilen adam, yoksa hızı ile Sinan, kıvraklığı ile Rodrigues'i mi?. Ama kulübe tümüyle futbol körü.. Görmez, anlamaz, yapamaz!.
O zaman saldır hakeme ki, takımı durduran, kulübün tüm mallarını satan Dursun, yerinde dursun!.
Oyuncular da "Biz suçsuzuz" diye kına yaksınlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA