Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Bu belgeyi size yedireceğim!

Kısaca değinmiştim hani bir önceki makalemde, şu göbeğinde Ahmet Hakan' ın da bulunduğu Soner Yalçın ve ekibinin hakkımda ortaya attıkları son iftiraya...
Biliyorsunuz. Bu ekip, Akşam'da ki en düzeysiz tetikçi kalemin üzerinden, "Sevilay burun estetiğini bedavaya yaptırdı. Ameliyatı yapan doktora da, 'Bana güzel bir burun yap. Ben de senin haberlerini yapıp, seni parlatayım' dedi ama bir daha da o doktorun yüzüne bakmadı. Böylece Sevilay gazetecilik gücünü kullanarak mesleki ahlaksızlık yaptı!" diye yazdılar. Sonunda da bana bir çağrıda bulundular; "Eğer ameliyatı yapan doktorun adını açıklamaz ve o faturayı gösteremezsen senin gazetecilik gücünü kötüye kullandığın kanaati hasıl olur kamuoyunda!" diye...
Elbette ki, nefes alıp vermekte zorlanmama neden olan burnumdaki diviasyon nedeniyle geçirmiş olduğum 5 yıl evvelki bu basit ameliyatın faturasını, "Olur a bir gün sorarlar" deyip, bir kenarda gözüm gibi saklamayı akıl etmiş olamazdım. İşte o iftiracı ekip de bunu tahmin etmiş olacak ki üç kuruşluk bir operasyonun faturasını bana karşı kullanarak, kamuoyu nezdinde adımın kirlenmesi aşkına bir gayret içine girişmişlerdi...
Ancak tüm meslek hayatları boyunca popolarının üzerinde oturup, kulaktan dolma bilgilerle köşe yazarlığı yapmayı kendilerine ilke edinmiş bu kara çalıcıların atladığı çok önemli bir nokta vardı...
Ne yazık ki, bu zavallı kara çalıcılar benim bir araştırmacı gazeteci olduğum gerçeğini unutmuşlardı...
Bu iftirayı kaleme aldıkları ilk gün itibarıyla kredi kartını kullandığım bütün bankalarla derhal ilişkiye geçtim. Birçok dostum, "Ya Allahaşkına cevap verme şu müfterilere. Sonuçta tek amaçları seni karalamak. Kim inanır onların attıkları bu iftiralara?" dese de vazgeçmedim ve sadece yılını hatırlayabildiğim o küçük operasyona dair ödemeye ulaşabilmek için tüm ekstrelerimi istedim bankalardan. Ve sonunda dün sabah Garanti Bankası'ndan söz konusu ameliyata dair yaptığım ödemeyi gösteren belge mail yoluyla tarafıma ulaştırıldı. Görünce kendi kendime dedim ki; "Ya ben o operasyonun parasını kredi kartıyla değil de nakit ödemiş olsaydım. Ne diyecektim şimdi? Nasıl ispat edecektim kamuoyuna bu kirli kalemlerin amaçlarının sadece bana kara çalmak olduğunu. Ey Allah'ım... Sen büyüksün! Bana bunu yaşattığın için sana minnettarım. İşte bana büyük bir fırsat verdin. Şimdi bu belgeyi onlara yedireceğim! Ve adalet önünde de attıkları tüm bu iftiraların hesabını tek tek soracağım!"
Sevgili okur. "Durum tam anlaşılsın" diye, Ağustos 2004'te gerçekleşen o basit operasyona karşılık plastik cerrah Nazım Durak'a ödediğim 400 milyonun belgesini huzurlarınızda kamuoyuna sunuyorum. Avukatım Çağlar Köktürk bu belgeyle mahkemenin yolunu tuttu bile. Çağlar'a dedim ki; "Lütfen şöyle okkalı bir tazminat davası aç. Aç ki bu tek amacı bana kara çalmak olan müfterilerden kazandığımız paralarla gerçekten gazeteci olmak isteyen bir İletişim Fakültesi öğrencisine burs verelim. Hiç olmazsa ileride de sektörde kirliliğe sebep olacak bu çakma gazeteci tiplerin karşısında dimdik durabilecek adam gibi gazetecilerin var olmasında bir katkımız olmuş olsun..."
Dipnot: Bu arada Akşam gazetesinin yöneticilerine de bir küçük uyarım olacak izninizle; "Sayın yöneticiler; Biliyor musunuz bilmiyorum ama bu iftira ve kara çalıcı çetenin asıl konuşlandığı yer sizin gazeteniz. Merak ediyorum. Acaba ne zaman gazeteniz sayfalarından insanlara iftira atılmasına ve hakaret edilmesine karşılık olarak, "Hopp bir dakika! Ya adam gibi yazın, ya da bırakın lütfen şu kalemlerinizi" demeyi düşünüyorsunuz? Ne yani onlar aklına gelen iftiraları belgesiz, kanıtsız, ispatsız köşelerine yazacak, biz de Türkiye'nin asıl gündemini bir kenara bırakıp, her milimi çok değerli olan bu köşelerden, bu alçak müfteri yazarlarınıza cevap vermek durumunda mı kalacağız? Gazeteniz üzerinden yürütülen bu kirli karalama kampanyalarının Akşam gibi köklü bir gazetenin marka değerine ne kadar zarar verdiğini, gazetenizin güvenilirliğinin ve inanılırlığının bu müfteri kalemler sayesinde nasıl aşağı gittiğinin farkına varabilmeniz için daha ne kadar bekleyeceğiz?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA