Elektroniğin ikinci yükselişi

Allen Hulsey geçen günlerde farklı bir proje ile karşımıza çıktı. Erdem Tunalı ile birlikte Monality adı altında elektronik müzik yapmaya başladı, bir de Hits You adlı bir single yayınladı. Parça güzel olmasına güzeldi ama Hulsey'i gitarıyla rock, blues parçalar çalarken görmeye alıştığım için bir yandan da çok şaşırdım. Kendisiyle konuştuğumda "Herkes bu tarzları se- viyor artık, ben de denemek istedim" dedi. Yeni bir tür, yeni keşifler onu heyecanlandırmıştı. Monality'nin canlı performansları da başladı. İkili, 27 Nisan'da Flamme'da, 13 Mayıs'ta ise Küçükçitflik Park'taki ParkFest'te olacak. Hulsey'nin dediği gibi son yıllarda herkes bu tarzları seviyor. Elektronik müzik festivalleri düzenleniyor, bu müziğin çaldığı kulüpler büyük ilgi görüyor. Örneğin Harbiye'deki Klein'ın önündeki kuyruklar sezon boyunca hiç azalmadı. Geçen ay Zorlu PSM'de düzenlenen iki günlük festival Sonar Istanbul'un kapıda 225 TL'den satılan biletleri ise ilk gün tükendi. 10 bin kişi, dört sahnede 32 performans izleme fırsatı buldu. 20-21 Mayıs'ta düzenlenecek Chill- Out Festival da güçlü bir program hazırladı.
KİTLE ARTIK FARKLI
Türkiye'de elektronik müzik 2000'lerde de yükselmiş ve trend olmuştu. 2000'leri yakından bilen DJ Murat Uncuoğlu, o dönemki yükselişi bugünle kıyaslarken şöyle diyor: "Elektronik müzik 2000'lerde ciddi bir trend oldu. Fakat bu müziğin gerçek dinleyicisi olmayan, daha çok ortamlarda bulunmak isteyen bir kitle vardı. Zaten bu kitle zaman içinde başka tarzlara yöneldi. Ama bu dönem çok farklı. İnternette müziğe kolay ulaşmanın getirdiği avantajlarla beraber daha dürüst ve bu müziği seven bir kitle oluştuğuna inanıyorum. Türkiye'nin genç nüfusu da önemli bir etken." Uncuoğlu'na göre elektronik müziğin her seferinde yeni kitlelere ulaşmayı başarmasının altında kendi içinde devamlı reform geçirmesi, yeni sesler ve türler yaratması yatıyor. Murat Uncuoğlu'na elektronik müzik dinleyicisinin motivasyonunun ne olduğunu da soruyorum. İyi müzik dinlemek mi, dans etmek mi yoksa sosyalleşmek mi? Şöyle yanıt veriyor: "Elimizde bir alet yok ki partiye ya da kulübe gelenlerin kapıda müzik dinleme seviyesini ölçelim. Burada önemli olan müziğin birleştirici gücü. Dinleyiciyi çözmeyi zamana bırakıyorum. İyi yemek kısık ateşte uzun uzun pişermiş. Altını açarsak yanar. Zaman vermek lazım." Elektronik müziğin olgunluk çağını yaşadığına dikkat çeken Klein'ın işletmecileri İsmail Alper ve Burak Yön'e göre de müzikseverler artık daha bilinçli: "Müzikseverler de artık neyi talep ettiklerini, değerinin ne olduğunu ve bunu nerede bulacaklarını bilerek hareket ediyor. Böyle bir arz/talep dengesi de iyi müzik dinlemek, dans etmek ve sosyalleşmek gibi farklı motivasyonları bir araya toplayarak elektronik müziğe olan büyük ilgiyi artırıyor." Kısacası artık elektronik müziği üretip ihraç ediyoruz. Elektronik müzik kendi mekanlarını, festivallerini, etkinliklerini yaratıyor. Dinleyicisi bilinçlendikçe de hak ettiği değeri görmeye başlıyor.
TANITIM FIRSATI DOĞDU
Müzisyenlerimizin yurt dışına nasıl açılacağı yıllardır konuşulur, tartışılır. Sonar İstanbul ve dolayısıyla elektronik müzik bu anlamda da önemli bir platform oldu. İlk kez Barselona'da düzenlenen, bugüne kadar 27 şehirde gerçekleşen festivalin yurt dışı yetkilileri, İstanbul'a gelip yerli performansları bizzat izledi. Hatta Hey! Douglas'ı beğendiklerini duydum. Hip hop sahnesinden tanıdığımız VeYasin'in menajeri de, müzisyenin solo projesi olan Hey! Douglas'ın yurt dışındaki Sonar festivallerinde çalması için mail trafiğinin yakın zamanda başlayacağı haberini doğruladı. Sonar İstanbul'da başarılı bir performans sergileyen DJ'lerden Onur Büber de festivalden sonra soundcloud. com/buber hesabında ve diğer fan page'lerinde görüntülenme artışı yaşadığını anlattı.

VeYasin'in projesi Hey! Douglas son dönemin dikkat çeken projelerinden...