Sertab Erener ile geçmişe yolculuk

Açık Adres adlı yeni single'ı ile 90'lardaki tarzını hatırlatan Sertab Erener, çalkantılı müzikal dönemini atlatmış gibi görünüyor. Şimdi ne yaptığından daha emin, üstelik daha 'ulaşılır' biri
YENİ SINGLE NELERE KÂDİR
O sıralar spiritüel taraflara daha çok kaydığını da gördük. Bodrum'a yerleşip daha sakin bir hayatı seçtiğini, dengeli beslendiğini, meditasyona yöneldiğini, varoluşu sorguladığını okuduk. Çeşitli hastalıklar ve sıkıntılardan sonra huzuru yakalamış gibi görünüyordu. Allah bozmasın fakat fazla huzurun müzikte sıradan işler çıkarmaya neden olabileceğini de Alanis Morissette'ten biliyorduk. (Hindistan yolculuğu sonrası yaptığı albümler.) Bir de her ne kadar huzura yönelse ve basit bir hayatı seçse de sanki daha ulaşılmaz biri haline gelmişti. Zaten hiçbir zaman, "Sertab ablacım seni çok seviyorum," diye hayranlarının boynuna atlamasına izin verecek biri gibi görünmemişti ama o dönemde sanki ona hiç dokunulamıyordu. Çeşitli iniş ve çıkışların yaşandığı bu dönemin sonu 2009'da gelmiş gibi görünüyor. Birkaç ay önce yayınladığı Bu Böyle single'ı ile başka bir kulvara yöneldiğinin sinyallerini veriyordu Erener. Sanki ne yaptığından daha emin gibiydi. Fakat bir yandan da ne yaptığının anlaşılmadığı şeyler oluyor, garip bir reklamla ekranlarda dönüyordu. (Abisi Serdar Erener'in imzasını taşıyan VOB reklamını izleyen bir arkadaşımın yorumu pek çok kişinin düşüncesine tercüman olabilir: "Umarım çok para almıştır. Yoksa bayağı yazık olmuş.")
DİNGİN, HİSLİ VE İYİ
Geçen hafta yayınladığı yeni single'ı Açık Adres ise Erener'in büyük ihtimalle 90'lar popuna geri döndüğünün bir işareti. Aslında bu tam olarak bir 'geri dönüş' sayılmamalı. Çünkü şarkı, her ne kadar o dönemi anımsatsa da, Erener'in yıllar içinde müzikal ve kişisel olarak biriktirdiklerini de barındırıyor. Dingin, hisli ve iyi bir pop şarkısı Açık Adres. 2000'lerin ilk 10 yılı biterken çok doğru bir kararla onu duymak istediğimiz şekilde bize seslenmeye karar veriyor Erener. O billur gibi sesini abartısız bir müziğin içine koyup, ortaya severek dinlenebilecek ve 90'lar takıntılı kulakları da mutlu edecek işler çıkarıyor. Bir de şu 'ulaşılmaz' halini biraz yıkmaya çalışıyor gibi görünüyor. Geçen gün Derya Baykal'ın programında elleriyle yemek yapıyor, sarımsakları 'ellerim kokar mı' kaygısı olmaksızın tek tek soyuyordu. Fakat hiçbir yemekte gram yağ kullanmazmış. Böyle de leziz yemekler yenebileceğini söyledi. İşte o konuda sözünü dinleyebileceğimizi pek zannetmiyorum.
EN SON HABERLER
- 1 Anne-babalar ekran başında kayboluyor
- 2 İnsanlık Gazze’deki vahşete daha ne kadar sessiz kalacak?
- 3 Tarifelerin ucu Ay’a kadar dokundu
- 4 Türkiye, yapay zekâ pazarında her şeye sahip
- 5 Baharla birlikte içini arındır
- 6 Strese karşı gönüllü mahkumiyet
- 7 Travmasız ve çalkantısız başarı
- 8 Yapay zekanın omzuna yaslanıp ağlayamazsınız
- 9 Serbest bırakılsalar da esaret sürüyor
- 10 Gönül kapısını kimlere açmalıyız?