SABAH Özel İstihbarat Bölümü Editörü Ferhat Ünlü'nün yanıtı da şöyle:
Bu tür haberlerde zaman zaman karşılaştığımız bir durum var. Haberin birinci derecede muhatapları haber yayınlanmadan önce kendilerine ulaştığımızda konuşmamayı tercih ediyorlar. İddiaların muhatabı olan Prof. Koç'u haberin yayınlanmasından önce, görev yaptığı hastaneden iki kez aradık. Sekreteri bize şu cevabı verdi: 'Yener Hoca konuşmak istemediğini bildirdi.' Bunu habere de yazdık. Görüşmelerin ses kayıtları elimizde mevcut. Yargıya intikal etmiş bir konuda konuşmayacağını bildiren Koç, haberin yayınlanmasından sonra açıklama yapmayı tercih etti.
Açıklamada kemik iliği naklinin ameliyat olmadığı belirtilmiş. Haber metninin iki yerinde operasyon ve -tashihte gözden kaçan mükerrer ameliyat kelimesini saymazsak- yalnızca bir yerinde ameliyat ifadesi kullanılmış. Tıbbi anlamda önemli bir ayrım olabilir, ama gazeteci ve okur için olayın özünü değiştirmeyen bir nüans bu.
Koç, "Kök hücreleri Ercüment Ovalı'dan değil, Şule Elvan'ın kız kardeşinden alındı" diyor. Hem Şule Elvan'ın kız kardeşinden, hem de Ercüment Ovalı'dan kök hücre alındığını biliyoruz. Zira bütün olaylar, habere dayanak teşkil eden 25 Aralık 2009 tarihli Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu raporunda tafsilatlı bir biçimde anlatılıyor. Nitekim Yener Bey de yaptığımız telefon görüşmesinde, açıklamasının altına cep telefonu numarasını da eklediği için kendisini doğrudan arayabildik. Bu görüşmenin kaydı da elimizde mevcut, 'Ovalı'dan da kök hücre aldık, ama nakilden sonra, vücuda destek sağlamak için...' diyerek Ovalı'dan kök hücre alındığını doğruladı.
Yener Bey, 'İlik naklinde ilk 100 gün içinde ölüm oranımız yüzde 5.7'dir' diyor. Biz ilk 100 gün içindeki ölüm sayısının 105 hastada 8 olduğunu habere zaten yazdık. Bu rakamın doğruluğunu Yener Bey de kabul ediyor. Peki sırf ilk 100 gün içinde ölmediler diye diğer merhum hastaların sayısına hiç değinmeyecek miyiz?
'Yorumcular yanıltılmış' iddiasına da katılmak mümkün değil. 105 hastada 42 ölümü, yüksek bir oran olarak nitelendiren Prof. Dr. Murat Tuncer ve Mehmet Akif Yeşilipek gibi mesleklerinin yetkin isimlerini, kendi uzmanlık alanlarında yanıltmamız nasıl söz konusu olabilir? Yorumcular ne söyledilerse olduğu gibi yazdık.
Sağlık Bakanlığı müfet-tişleri, kendine güvenen, tanınmış bir cerrahın operasyonlarının Kemik İliği Nakli Bilim Kurulu'nca incelenmesini istiyorsa bu önemli bir haberdir. Bilindiği üzere gazeteci, olguyu kamuoyu ile paylaşır. Bir başka deyişle gazeteci elçidir. Yener Bey -eğer "Elçiye zeval olmaz" sözünün doğruluğuna inanıyorsabilginin ya da olgunun, deyiş yerindeyse dağıtıcısına değil, üreticisine itiraz etmeli. Yani açıklamasını Sağlık Bakanlığı'na da göndermelidir.
