Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Gerçek hayattan senaryolar

Efendim, geçen haftanın Cumartesi SABAH ekinde Sonat Bahar 21 yabancı dizi hakkında yazdı.
Allah razı olsun, malumat edinmiş olduk.
Bendeniz de, bizim dizilerden bunaldıkça, yabancı dizileri takip ediyorum. Tabii içlerinde güzelleri olduğu kadar, en az bizdeki kadar saçma senaryolar da var. Misal, Revolution (Devrim) diye bir dizi başladı. Adı Devrim ama ortada bir devrim falan yok; konusu, bilinmeyen bir sebeple tüm dünyada elektriğin 'gitmesi' ve dolayısıyla elektrikle çalışan hiçbir aletin bir daha çalışmaması... Muazzam bir kaos yaşanıyor, insanlık bir anda feodal topluma geri dönüyor. Hayır mevzu o kadar saçma olmasına rağmen oturup beşinci bölüme kadar seyretmek zorunda kaldım; acaba dünyanın elektriğini kesen senaristler buharlı makine diye bir şeyin olduğunu bilmiyorlar mı diye.
Bu arada kıymetli okur, fark ettim ki, reyting denen şeyin hiçbir kriterine uymuyorum. Luck (Şans) adlı diziye dokuzuncu bölümde 'final' yaptırdılar. Yahu deli gibi seyrediyorduk!
Dustin Hoffman, Nick Nolte, Dennis Farina gibi, ancak sinema filminde bir araya getirilebilecek isimler vardı dizide. Çekimleri sırasında üç yarış atı öldüğü için, yani Luck şanssızlık getirdiği için, "Diziyi bitiriyoruz," açıklaması yaptılar. Bence konu atların ölmesi değil, dizinin ağır temposundan dolayı yeterli reytingi almamasıydı. Anlaşılan o ki, Amerikalılar için temposu hafiften yavaş olan diziler üretmemek lazım, arada düşünüp balataları sıyırıveriyorlar.

İZMİR'DE GASP, GERDE K KÖYÜNDE İSYAN
Bizde de nedense tam aksi oluyor. En tutulan dizilerden biri olan Muhteşem Yüzyıl'da Hatice Sultan'ın öyle bir yürüme sahnesi vardı ki, orada geçen zamanda, mutfakta soğanları doğrayıp kuru fasulye pişirmeye başlayabilir, sonra da diziye kaldığınız yerden devam edebilirdiniz.
Tabii Halit Ergenç'in yarıya kadar inik muhteşem göz kapaklarının etkisi ve "Âlâ, âlâ," deyişindeki o ninni tadı da hesaba katılmalıdır.
Muhtemelen izleyicinin de göz kapakları düşmekte ve bir çeşit trans hali yaşanmaktadır ki, uzmanlar buna reyting diyebiliyor...
Şimdi, kıymetli okur, bu kadar dizi, üstelik bu kadar uzun bölümler halinde yayınlanınca, ister istemez konu sıkıntısı hasıl oluyor. Rus klasiklerinden arakla, eski defterleri karıştır, bir yere kadar. Halbuki işin sırrı, memleketimizdeki olayları takip etmekte gizli. Buradan tüm senaristlere bir kıyak yapıp, gerçek yaşamdan üç dizi konusu önerisinde bulunacağım...
Efendim, İzmir'de bir kadın, yeni sevgilisiyle bir olup, eski kocasının tanıştırdığı eski sevgilisini bağlayıp gasp etmiş! Bu arkadaşların hayat hikayesini merak ettim. Süper konu...
Bir diğer senaryo konusu önerim, 'Gerdek köyünde yaşam' başlığını taşıyor. Şanlıurfa'nın Gerdek köyündeki genç nüfus isyan etmiş, dalga geçildiği gerekçesiyle köylerinin adının değiştirilmesini isterlermiş. Yaşlılar ise, 100 yıldan fazla zamandır süregelen ismi değiştirmek niyetinde değilmiş. Kuşak çatışması üzerine kurulu bir senaryo kaleme alınabilir.
Efendim, son konu önerim de, alkollü araç kullanırken ceza yiyince aracını yakan taksi şoförünün hayat hikayesidir. Hayır, zaten taksi başkasınınmış, enteresan bir durum yani...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA