Muhteşem bir zamanlamaydı... TRT 1; Ruanda'da 1 milyona yakın insanın katledildiği ve başta Fransa olmak üzere dünyanın seyirci kaldığı 'gerçek soykırımı' anlatan Otel Ruanda (Hotel Rwanda) filmini cuma gecesi ekrana sürerek, sözde Ermeni soykırımının sahte avukatı Fransa'ya okkalı bir şamar attı...
Fransa'nın sömürgesi Ruanda'da Hutu ve Tutsi kabileleri arasında mera paylaşımı yüzünden çıkan anlaşmazlık kısa sürede katliama dönüşmüştü.
Fransa bu insanlık dramı karşısında kılını kıpırdatmak şöyle dursun, adeta olayları körükleyecek bir tavır takındı.
Birleşmiş Milletler'in görevlendirdiği 'göstermelik' askeri kuvvet ise son derece yetersiz kalınca, dünyanın gözü önünde 1 milyon masum insan katledildi.
2004 ABD yapımı film, Afrikalı bir otel görevlisinin bine yakın sığınmacının hayatını kurtarmak için verdiği olağanüstü mücadeleyi konu alıyordu. Fransız aktör Jean Reno'nun da rol aldığı filmde Don Cheadle otel müdürü, Nick Nolte ise Kanadalı albay rolüyle harikalar yaratıyordu.
Hele bir sahne vardı ki, unutulur gibi değildi. Sisli bir şafak vakti, otel müdürü ile yardımcısı erzak almak için kamyonetleriyle yoldaydı. Sisten yolu görmek mümkün değildi. Araç, engebeli yolda iyice sarsılmaya başlayınca, yoldan çıktıklarını sandılar. Müdür araçtan indi, ayağı takıldı ve yere düştü.
Engebe sanıp hoplaya zıplaya yol aldıkları satıh, katledilmiş yüzlerce insanın cesedinden oluşan bir ölüm tarlasıydı...
Diyeceğim o ki, öküz altında soykırım arayan Fransa'nın ve onun cumhurbaşkanının 'burunlarının ucunda' yaşanan katliama nasıl seyirci kaldıklarını hatırlamaları için Otel Ruanda filmini izlemelerinde fayda var.
Sahi, gözü dönmüş Ermeni çetecilerin Hocalı'da yaptıkları katliamı biz neden filmleştirip dünyanın gözüne sokmuyoruz ki?