İlk tıbbi şoku, yıllar önce gözümü lazerle çizdirirken yaşamıştım. Çünkü operasyonu yapan ve bu tekniği Türkiye'ye ilk getiren kişi olan doktorum, gözlüklüydü. Ne yalan söyleyeyim, içimden "Kelin merhemi olsa, başına sürer. Bu doktor niye önce kendi gözünü çizdirmemiş ki?" diye geçirmiş ve tedirgin olmuştum.
Salı sabahı Kanal D'deki Doktorum programında kellik sorunu işlenirken, sayısız ihbar aldım. Aralarında yakın dostlarımın da bulunduğu pek çok kişi, "Uzman doktor, kelliği anlatıyor ama kendi saçları fena dökülmüş. Kelin merhemi olsa kendi başına sürmez mi?" diye telefon açıp, e-posta attı.
Gerçekten de kellik tedavisi konusunda uzman olan Prof. Yalçın Tüzün'ün saçlarının bir bölümü dökülmüş, alnı iyice açığa çıkmıştı.
Hemen söylemeliyim ki, her bünye, her tedaviye yanıt vermez. Ayrıca kellik genellikle kalıtımsal bir rahatsızlıktır ve böyle vakaların tedavisi zor, hatta imkansızdır.
Tıpkı bana lazer tedavisi uygulayan doktorumun, retinasının bu tür bir tedaviye uygun olmaması gibi...
Diyeceğim o ki, hayatını insan sağlığına vakfetmiş uzmanları dış görünüşleriyle yargılamadan önce, iki kere düşünelim. Kim bilir belki de hocamız, kelleri tedavi edecek formülleri bulmak için sabahlara kadar çalışıp, dökmüştür o saçları...