Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İBRAHİM KALIN

Ankara'da bir general

Belge-kâğıt parçası tartışmaları devam ederken, önemli bir ziyaret gündemin gerilerine düştü. Amerikan Merkez Kuvvetleri Komutanı General David Petraeus, temaslarda bulunmak üzere Ankara'daydı. "Dünyanın en güçlü askeri" Petraeus, Irak Merkez Kuvvetleri Komutanlığı görevi sırasında Başkan Bush'un en fazla danışmak zorunda olduğu askerdi. Petraeus uyguladığı askeri ve siyasi taktiklerle, Irak'taki görece güvenliğin de arkasındaki isim. Irak siyasetini ve bölgeyi yakından tanıyor. Konuşurken sözlerinin arasına serpiştirdiği Arapça kelimeler ve isimler "bölge insanını biliyor ve anlıyorum" mesajını veriyor.
General Petraeus, Ankara'da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüştü. Ana gündem maddesi Amerikan askerlerinin Irak'tan çekilmesi. Amerikalı yetkililer Irak'a girerken destek alamadıkları Türkiye'den şimdi çıkarken yardım istiyorlar. Türkiye baştan beri bu savaşın büyük hata olduğunu söylüyor. Amerikan (yahut başka bir yabancı) askeri gücün Irak'ta bulunması da Irak'ın siyasi geleceği ve sosyal ahengi için ciddi bir sorun. Böyle bir gücün varlığı, Irak içindeki siyasi dengeleri olumsuz etkiliyor. Bu yüzden Türkiye, Amerikan askerlerinin Irak'tan çekilmesine tam destek veriyor. Bu konuda hem Amerika'da, hem Irak'ta, hem de bölgede bir mutabakat oluşmuş durumda. Sorun, bunun biçiminin ne olacağı.
Amerika'nın Irak'tan sorunsuz bir şekilde çekileceğini varsaymak safdillik olur. Savaşın yaraları hâlâ çok derin ve sıcak. Irak toplumu bir "ulusal Irak kimliği" etrafında toparlanabilmiş değil. Başbakan Nuri el- Maliki, en toparlayıcı lider olarak öne çıkıyor. Ama federalistlere karşı Bağdat'ın güçlendirilmesini savunan Maliki'nin her zaman mezhepler üstü bir politika izlediğini söylemek mümkün değil. Onbinlerce cana mal olan Şii-Sünni çatışması değişen yoğunluklarda devam ediyor. Tarihi kökleri Hz. Ali dönemine giden Şii-Sünni ayrışması, uzun asırlardır hiç bu kadar kanlı bir çatışmaya dönüşmemişti. Bush yönetiminin Irak'taki en büyük hatası, ülkeyi etnik ve mezhebi kimliklere göre yönetmeye kalkmasıydı. Irak'ta başlayan mezhep çatışması, bütün Ortadoğu'ya ve Pakistan-Afganistan hattına kadar yayılmış durumda.

ABD Kürtlerden desteğini çekti

Son iki yıldır bu gerginliğe Iraklı Kürtler de taraf olmaya başladılar. Erbil, Bağdat'ı Arap tahakkümünün merkezi olarak görüyor. Bazı Kürtler bunu "Arap emperyalizmi" olarak ifade etmekten çekinmiyorlar. Bağdat'la olan çekişme sadece petrol yasasının geçmemiş olmasından ya da Kerkük'ün Kürtlere bırakılmayacak olmasından kaynaklanmıyor. Asıl sorun Kürtlerin 2003'te elde ettiği olağanüstü imtiyazlarını 2010 Ocak seçimlerinden sonra da korumak istemeleri. Kürtler dışında herkes bu imtiyazların Irak'ın ulusal bütünlüğünü sorgulanır hale getirdiğini düşünüyor. Kürtlere şu ana kadar açık çek veren Amerikan yönetimi de desteğini çekmiş durumda. Mesud Barzani rahatsız ve kendini Irak siyaseti içinde sıkışmış hissediyor.
Amerikan askerleri Irak'tan çekilirken bu ülkede yeni bir "Iraklılaşma" sürecinin başlaması gerekiyor. Bunu kim yapacak? Şüphesiz Iraklıların kendileri. Fakat Irak bunu tek başına yapamaz. Zira Irak üzerinden başka hesaplaşmalar yaşanıyor. İran'ın Irak ve bölgedeki nüfuzunu azaltmak için yeni ittifaklar oluşturuluyor. İran'ın buna sessiz kalmayacağı ortada.
Amerikalıların beklentisi Irak'ta "Arap etkisinin" artması. Yani Sünni Arap devletlerinin Iraklı gruplarla temasa geçmesi ve diplomatik ve ekonomik ilişkilerini geliştirmesi. Fakat bunu hangi Sünni Arap ülkesi yapacak? Irak'taki Şii gruplarla ilişkiye geçmek demek, kendi ülkelerindeki Şiilerle de ilişkilerini normalleştirmek demek. Arap ülkeleri buna henüz hazır değil.
Bu yüzden Türkiye'ye yine önemli görevler düşüyor. Irak'ta bir "büyük ulusal mutabakat"ın sağlanması, Şii, Sünni, Kürt, Türkmen, Hıristıyan ve diğer grupların kendilerini güvende ve Irak'a ait hissetmelerine bağlı. Türkiye de bu konuda ciddi çaba sarfediyor. Bunu Iraklılar da her fırsatta dile getiriyorlar. Fakat etnik ve mezhebi kimliklerin Irak ulusal kimliği içinde anlam kazandığı bir Irak'ı yeniden inşa etmek hiç de kolay olmayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA