Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

DEİK kurulmasaydı ihracat bu noktaya gelir miydi?

Tefken Holding'in üç kurucusundan biri olan Feyyaz Berker kendini kitaplara verdi! Türkiye'nin ekonomi tarihine ışık tutan kitaplar Berker'in öncülüğünde, bizzat desteğiyle çıkıyor.
TÜSİAD'ın ilk on yılı bu kitaplardan ilkiydi. Şimdi de Türkiye ekonomisinin, iş dünyasının çıktığı yolculuğu çok güzel anlatan yeni bir kitap var karşımızda.
'Dış Dünyanın Anahtarı (DEİK)' isimli kitapta, serbest pazar ekonomisine geçen Türkiye'de ihracatı öğrenen işadamlarının tek tek gitmeye asla cesaret edemediği ülkelere kolayca gitmesinin önünü açan Dış Ekonomik Kurulu'nun ilk on yılı anlatılıyor.
DEİK 1985'te, Türk-Amerikan İş Konseyi'nin kurulmasıyla hayata geçiyor ve 1997'ye kadar 52 ülkeyle ortak konsey kuruluyor ve sonra sayı 85'e kadar çıkıyor. DEİK'in Türkiye'nin yaptığı ihracatı nasıl etkilediğini belki rakamları verirsem daha iyi anlatabilirim. Çünkü 1980'li yılların başında Türkiye'nin yaptığı ihracat 3 milyar doları ancak buluyordu. Oysa işadamlarının şimdi artık gitmediği ülke kalmadı ve ihracatımız da dünya büyük bir krizle sarsılırken dahi 100 milyar doların üzerine çıkmayı başardı.
Önceki akşam bir grup gazeteciyle birlikte Feyyaz Berker'in konuğu olduk ve o günlere döndük. Turgut Özal'ın DEİK'in kurulması için gösterdiği çabaları, TÜSİ- AD ve TOBB arasında o günlerde dahi var olan çekişmeleri (DEİK'in TÜSİAD'ın çatısı altında oluşturulması fikrinin hayata geçmemiş olmasının yarattığı tepkileri) dinledik.
Feyyaz Berker konu iki kurum arasındaki çekişmeye gelince, ilk yıllarda dahi bir çekişmenin varlığına dikkat çekiyor ama hemen ekliyor: 'Bunu şimdi kırdık.' Bir dip not vermem gerekirse, Berker'e göre TÜSİAD'ın görevi Türkiye'nin faydası olan projeleri ortaya koymak ama asla 'kendim yapacağım' diye ortaya çıkmamak' olmalı.
Feyyaz Berker'in yanı sıra kitabın yazılmasına büyük katkı yapan DEİK'in eski Direktörü Çiğdem Tüzün ile kitabın yazarı Mehmet Altun da bizimleydi o akşam.
Öğrendim ki DEİK'in modeli dünyada tek. Her ne kadar model ilk başta ABD'den alınsa ve de her ülkenin kurduğu bu tarz konseyler olsa da, bu konseyleri tek bir çatı altında toplayan bir başka ülke daha yok. Daha doğrusu bir çatı altında toplamayı başarabilen ülke yok. Deneyenler olmuş ama her defasında sorun çıkmış. Bu haliyle DEİK, dünya için de bir rol model niteliğinde.
DEİK nasıl da başarılı olduğunu en güzel Feyyaz Berker'in anılarında buluyoruz tabii. Mesela, bir çok ülkede o ülkede bulunan başkonsoloslarımız, elçilerimiz en üst düzeyde kolay kolay görüşmeler yapamazken, DEİK'i temsilen seyahat eden işadamlarının başbakan, bakan düzeyinde görüşmelerde bulunması önceleri tepki dahi çekiyormuş.
Şimdi anladığım kadarıyla Feyyaz Berker, DEİK'in yeni bir yol haritası çıkartmasını, vizyonunu 2050 yılında nüfusu 9.1 milyara çıkacak olan dünyanın öne çıkacak ülkelerine göre şekillendirmesi için bir tartışma açıyor. Geçmişte önemli işlerin başarılmasına katkı yapan DEİK, Asya ve Afrika'daki müthiş değişimde Türkiye'ye nasıl yön verecek? DEİK'in yeni görevleri neler olmalı? İşte bu soruların cevabı için Berker, DEİK'in kurucularının, önde gelen bütün işadamlarının birlikte yeni bir model geliştirmesini bekliyor olabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA