Siz bu satırları okurken ben, yaklaşan Almanya seçimleri öncesi nabız tutmak için Berlin'de olacağım. "Almanya'nın Seçimi" hem AB'nin yakın dönem politikaları hem de Türkiye'nin birliğe entegrasyonu açısından hayati önemde. Özellikle, Türkiye için "tam üyelik" yerine "imtiyazlı ortaklığı" savunan Şansölye Angela Merkel'in göstereceği siyasi performans çok belirleyici. Zira Merkel'in çizgisi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, Türkiye'yi AB'nin dışında tutmayı ve sadece kurulması arzulanan Akdeniz Birliği'nde rol vermeyi öngören yaklaşımıyla da örtüşüyor.
Almanya seçimleri, küresel krizde durgunluğa giren ekonomilerdeki seçmen davranışlarını göstermesi bakımından da gösterge olacak. 1.5 yıl sonra Türkiye'nin de seçime gideceği düşünüldüğünde, küresel tahribatın (açılımlar ve diğer faktörlerin yanısıra) sandığa yansıması, iktidar dengelerini etkileyebilir.
***
Söz, Almanya'dan açılmışken, Türk bankacılık sektöründe giderek alevlenen bir tartışmaya değinmek gerekiyor.
"Acaba, Türkiye'de banka sayısı yeterli mi, yoksa yeni lisanslar verilebilir mi?" Bu sorunun yanıtını arayanlar genellikle Almanya örneğini veriyor. 800'ü aşkın bankası ve sermaye yapısı ile...
"Aslında bir ülkede bankaların aktif büyüklüğü toplamı, GSMH'nin altında ise o ülke gelişmiş olamaz."
Türkiye'de bankaların aktif toplamı, GSMH sınırına ancak yaklaşıyor. Oysa, küresel süper ligdeki rakiplerimizde bankaların aktif büyüklüğü, GSMH'nin en az 3 katı. O halde Türk bankacılık sektörünü daha da büyütmek için bugünkü yapının değişmesi gerekmiyor mu? Tabii, sorunlu bankacılığın tetiklediği 1994 ve 2001 krizleri ile 100 milyar dolar bedel ödeyen Türkiye'nin cevabını kolay vereceği bir soru değil bu. Ama finans sektörünün geleceğinde görünen şudur:
1- Bankalar Birliği'nin, büyükleri himaye eden yönetim yapısında değişim zorlanacak, orta ölçekli bankalara daha fazla söz hakkı tanınması gerekecektir.
2- Yeni banka lisansı verilmesi yerine ehliyetini kanıtlamış "yatırım bankalarının" sistemde etkinleştirilmesi düşünülecektir.
3- Bölgesel bankalar deneyiminden ders alınarak, bu tarz bankacılık günün şartlarına uyarlanıp ek sermaye ve tasarruf stoku ekonomiye kazandırılacaktır.