Demokratik açılımının kritik virajı bu hafta dönülecek. Gözler iktidar partisi kadar sürece sert muhalefet eden MHP'ye de çevrilecek. Pazar günü MHP'nin kongresi vardı. Daha salona adım atmadan, organize siyasi gücün tüm ip uçları fark edildi. Devlet Bahçeli'nin orta- uzun dönemli genel başkanlığı pekişti. Üslubundaki keskinliğine rağmen Devlet Bey'in, ülkücü kadroları sokağa dökmemesinin ne kadar önemli ve gerekli olduğu hissedildi. Kürt sorununun çözümü adına yeni ve farklı bir şey söylenmedi. Ama küresel güçlerin petrol, gaz ve su oyununda Türkiye'nin yeri hatırlatıldı. Delegenin, liderini dakikalarca ayakta dinlemesi ise tabanın canlılığının işareti idi.
Bahçeli, yakın tarihin etkili siyasi aktörü olmaya devam ediyor. 3 Kasım 2002 seçimlerini neredeyse tek başına ilan etti, AK Parti iktidara geldi. 22 Temmuz 2007 seçiminden sonra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın turlarını bile beklemeden TBMM'de bulunacağını söyleyip Abdullah Gül'e Çankaya yolunu açtı. Üniversitelere türbanla girmeye olanak sağlayan Anayasa değişikliğini tetikledi.
Ve şimdi, patronlar kulübü ile buzlar eritiliyor. Birkaç ay sonra Rahmi Koç'un davetine icabetle Devlet Bahçeli, açılımdan, sermaye güvenliğine kadar pek çok konuyu masaya yatıracak. Belki de bu buluşmanın, 2011'deki seçime etki edecek sinyalleri olacak.