Yer: İstanbul Boğazı. Tarih: Mayıs 2010. Saat: 17.00-22.00 arası. Hafif rüzgârlı bir İstanbul Akşamı'nda Boğaz'da düşler gezisi başladı... Tekne önce Bebek'e, daha sonra Çengelköy'e demir attı. Birbirinden değerli konukları Hoca ve müritleri karada karşıladı, içeri buyur etti. Konuklar yerlerini aldıktan sonra, hal hatır soruldu. Peşine ikramlar sıralandı... Çorba, etli pilav, salata ve tatlı yediler. Mönüye 20'nci yüzyılın içeceği kola eşlik etti.
Peki, konuklar kimdi, ne konuştular?
Hanedan'dan başlayalım. Şehzadeler; Abdulhamit Kayıhan ve Orhan Osmanoğlu, Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Saadet Partisi (SP) il başkanları, eski milletvekilleri, parti yöneticileri ve partililere yakın gazeteciler...
Şimdi diyeceksiniz ki, madem gazeteciler teknede, bu haber niye gündeme gelmedi?
Belki davetin konusundan kaynaklanıyordu. O gece Anayasa değişiklik paketi ana gündem konusuydu. 50'ye yakın konuk enine boyuna fikirlerini ortaya koydu. Ayrıca davet, şehirli ve köylü dindar ayrışmasını bir kez daha su yüzüne çıkardı. Dini, modern hayata entegre etmeye çalışanlarla, "Servet dünya malıdır, dünyada kalır" diyen taşralıların çekişmesi, fokur fokur kaynayan bir kazan... Teknede de kazan kaynadı...
Davetlileri saydık ama davet edilmeyenler listesinin başında iktidar partisi ile diğer cemaatlere mensup üyeler vardı. Konukların bir diğer ortak noktası ise Erbakan Hoca'dan bildiğimiz Versace'ydi elbette... Ortada bir referandum ipi var, herkes kendi ideali doğrultusunda çekiyor. Unutmadan, teknesine binilen Hoca'nın kim olduğuna ilişkin bir ipucu verelim. O da Türk-İslam sentezi odaklı bir düş kuruyor.
Eskiden hocalar, Hanedan'ın kayığına binerdi. Şimdi Hanedan temsilcileri, Hoca'nın kayığına biniyor.