Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAŞAR ÖZAY

Madalyonun diğer yüzü

Bilişim ve iletişim çağımıza damgasını vuran yüksek değerlerin başında yer alıyor. Dünya bilgi çağını yaşıyor ve çağdaş ülkeler hızla bilimsel ekonomiye geçiyorlar. Bu bilgi çağında en büyük güç donanmış eğitimli beyin gücüdür. Ülkelerin zenginliği sahip oldukları doğal kaynakları ve sanayi üretiminden ziyade toplam beyin güçleriyle ölçülüyor. Ülkelerin saygınlığı bilim ve sanatta sahip oldukları kişilerin sayısı ile orantılı olarak artıyor. Bu nedenle dünya ülkeleri bütçelerinin büyük payını eğitime, başka bir deyişle beyinlerin gelişimine ayırıyor.
Ülkemizde ise bu konuyla ilgili olumlu şeyler söylemek ne yazık ki mümkün değil. Türkiye'nin en önemli problemlerinden biri beyin göçü veren bir ülke konumundan bir türlü kurtulmayı başaramamasıdır. Üniversitelerdeki en başarılı gençlerimiz mezun olur olmaz yurtdışına gitmeyi planlamaktadır. Bu durumdan en fazla bilim ve teknolojide hâkimiyetlerini sürdüren ülkeler yararlanmakta. Beş kuruş masraf etmeden başka ülkelerden gelen genç beyinlerden yararlanarak hâkimiyetlerine pekiştirmekteler.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, göreve geldikten sonra ülkemizdeki beyin göçünü tersine çevirmek için kararlığını gösterdi. Amaç genç beyinleri ülke ekonomisine kazandırmak ve üniversitelerimizi dünya üniversiteleriyle yarışır duruma getirmek. Bu konuda öncülük İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ortadoğu Üniversitesi'ne verildi. Bu üniversiteler dünya üniversiteleri ile yarışır hale gelecek. Ayrıca dünyanın çeşitli ülkelerinde üniversite kuracaklar. İTÜ bu çalışmaya ilk harcı koydu. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, Almanya'nın başkenti Berlin'de bir Türk üniversitesi kurmak için yetkililerle anlaşma imzaladı.
Önümüzdeki günlerde sözü geçen üniversitelerin atılımlarına şahit olacağız. YÖK Başkanı Özcan'ın beyin göçünü durdurmak için gösterdiği çabayı yürekten destekliyorum. Başarılı olduğu takdirde ismini Türk eğitim tarihine altın harflerle yazdırmış olacaktır.

Üniversite nasıl seçilir?
Önceki yazımda üniversite sınavında başarılı olan gençlerin tercihte çok dikkatli olması gerektiğini vurgulamıştım. Gençlere tercihlerini istediği ve sevdiği mesleklere göre yapmasını önermiştim. Bu yazıma çok sayıda elektronik posta geldi. Gençler tercih konusunda önerime katıldıklarını belirtirken, üniversite seçimlerini nasıl yapacaklarını soruyor. Bu konuda yerden göğe kadar haklılar. Fakat üniversitelerimizin performansları konusunda gerçek bir araştırma yok. Elde bulunan araştırmalar ise geçmiş yıllara göre yapılmış, güncelliğini yitirmiş araştırmalar. YÖK bu konuda bir araştırma yayınlarsa, tercihlerin daha sağlıklı yapılmasına büyük katkısı olur.
YÖK yayınlamıyor diye elimiz kolumuz bağlı olarak oturmayacağız tabii ki. İlk önce üniversitenin bulunduğu yeri inceleyeceğiz. Daha sonra donanımı, büyüklüğü, öğrencilere ayrılan alanları, ulaşımı, maliyeti, yurt ve burs olanaklarını gözden geçireceğiz. Bütün bu ön bilgilerden sonra gideceğimiz üniversite vakıf üniversitesi ise öğrenci başına yaptığı eğitim ve öğretim harcaması ve öğrenci gelirlerinin toplam gelirlerine göre oranlarını gözden geçireceğiz. Üniversitenin eğitim sistemi, felsefesi, teknoloji yapısı, akademik kadrosu, değişim programları, çift diploma olanakları, yabancı ülkelerle bağlantısı ve akreditasyon durumunu inceledikten sonra seçimi yapabilirsiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA