Maçın son 15 dakikası... Fenerbahçe 2-1 mağlup ve maçı kurtarmaya çalışıyor. Oyuncu değişikliği için 4.hakem tabelayı kaldırdığında bir de bakıyoruz ki yanında Cristian'a benzer bir oyuncu duruyor. Adı Salihmiş... Aykut Kocaman onu oyuna sokuyor. Bir takım mağlupsa ve bitime 15-20 dakika varsa giren oyuncu kurtarıcıdır.
Diğer bir deyimle Cristian sahada, Selçuk sahada, Salih de oyuna giriyor, sözüm ona maçı kurtarmaya.. Kabahat Salih'te değil, onu oyuna sokanda! Böyle bir durumda oyuna Semih girer. Semih'in oyuna girme nedeni sadece Fenerbahçe'nin mağlup durumda olması değil. Maçın başından sonuna kadar Sow çırpınıyor, didiniyor çok da iyi oynuyor ama hep yalnız kalıyor. Buna rağmen aynı Sow ikinci yarının hemen başında kişisel gayretiyle Fenerbahçe'yi umutlandıran golü de atmıştı.
Dünyanın her yerinde her antrenör bu durumda Semih gibi kenardan gelip maçı kurtarmasıyla ünlü bir golcüyü oyuna sokardı. Ama Aykut hoca sokmadı.

Trajikomik yenilgi
İlk devreye bakıyoruz: Fenerbahçe önce Bekir sonra da Hasan Ali ile pozisyon hatalarından ard arda goller yedi. Böyle olunca da ikinci yarı maçı kurtarmak zorunda idi. Ama dedik ya Aykut hoca farklı şeyler yapmaya devam ediyor. Antalya'nın attığı üçüncü gole bakın. Golü kim attı biliyor musunuz? Antalyaspor'un liberosu Deniz. Yani geriye yaslanmış, gömülmüş Antalyaspor'un kendi kalesine en yakın oynayan oyuncusu. Sonuçta Fenerbahçe dün gece trajikomik bir maç kaybetti. Üstelik aynı Fenerbahçe 47 maçtır da Şükrü Saracoğlu'nda yenilmiyordu. Hakem Mete Kalkavan'ı her geçen maç daha çok beğeniyorum. Dün gece de çok başarlı bir yönetim gösterdi.