Seyirci figürü olmayınca tadsız tuzsuz ve keyif vermeyen bir futbol ortamı ortaya çıkıyor. Bu izleyen için de; sahada futbol oynayan için de böyle. Bu sessiz gecede sahada ne olduğuna baktığımızda; ilk yarıda her iki takım da top rakipteyken ilk doğru savunma şeklini aldığı ve bireysel hata da yapmadan oynadığı için pozisyon vermediler. Yine her iki takım da topa sahip olduklarında yaratıcı pas ve etkili hücum koşuları ortaya koyamayıca pozisyon üretemeden devreyi tamamladılar. Bir de bireysel becerisi öne çıkacak olan Quaresma'nın sahne alamayışı da bunda etkili oldu. Ernst ile Guti'nin olmayışı defanstan hücuma geçişte Beşiktaş için üretkenlik anlamında büyük dezavantajdı. Ne kadar pas yaparsanız yapın; bu pas özelliğinizi etkili olarak kullanamazsanız futbolda pozisyon bulmanız zorlaşır...

BUNDAN SONRA ÇOK ZOR
Bu tip maçlarda golün ortaya çıkması için klasik faktör duran toplardır. Dün akşam da ikinci yarıda Gaziantepspor'a golü getiren ve bu golden sonra oyunu değiştiren yine böyle bir frikikti. Gaziantep golü bulduktan sonra topa sahip olamayınca Beşiktaş'ın baskısı geldi. Beşiktaş beraberliği bulduktan maç sonuna kadar da baskıyı sürdü. 1-1'den sonra biz de "Beşiktaş hangi değişiklikle sonuca gider? diye düşündük. Ama dönüp kulübeye baktığımızda oyunu ve skoru değiştirecek tek bir oyuncuyu göremedik. Cezalılar ve sakatlıklardan dolayı böyle bir yedek kulübesi oluşması -hiçbir neden bulamazsak- Beşiktaş'ın şanssızlığı diyebiliriz. Belki de Schuster'in oyunda değiişiklik yaparak müdahalesi mümkündü ama bu da onun çok sevdiği işlerden değil.
Ligi ilk yarısının ardından çıkan tablo, Beşiktaş için şampiyonluk adına umutlanmak ve şansını devam ettirebilmek için hiç de parlak değil... Lider Trabzon ile 14 puan fark ve aradaki 3 takım! Beşiktaş'ın 2. yarıda hem bu rakipleri geçmesi hem de zirveye tırmanması kolay olmayacak. Ligin ikinci yarısında yapılacağı söylenen transferler gerçekleşse dahi Beşiktaş'ın işi zor ligde...