Dün öğle gazetenin döner kapısından çıkarken gözüme iki genç kız çarptı.. Çarpmayacak gibi değil.. İkisi de manken olacak kadar güzel.. Beyazlar içindeler. Birinde mini şort var, öbüründe mini etek.. Sokağa hoş bir çıkış değil mi?..
Değil.. Tepem fena halde attı. Midemin bulandığını hissettim. Bulantı yapan şey, kızların ellerinde gördüklerim..
Pet şişesi.. Bildiğiniz su yani.. Şişeleri kafalarına dike dike yürüyorlar.. Hani hırpani şarapçılar vardır, üstleri başları pislik içinde dökülür.. İçi ucuz şarap dolu şişe ellerine yapışıktır adeta.. Durmadan çekerler.. Onlara bakarken ne hissediyorsam, bu sukolik kızların bende uyandırdığı duyu ayni..
Yıllar evvel bir geri zekâlı bir teori attı ortaya.. Günde 8 litre su içerseniz, kilo veriyormuşsunuz..
Hayda.. Başladı, başta mankenler, genç kızlarımız çantalarında kocaman kocaman şişeler taşımaya.. İlk önce bir manken arkadaşımın çantasında görmüştüm, o aile boyu iki litrelik pet şişeyi..
Ee.. Günde 8 litre su içmek kolay değil.. Dersi var, sineması var.. Sevgiliyle deniz kenarında oturması var.. Her yerde her an su bulmak kolay değil.. Sekiz litre su da, öyle lıkır lıkır içilmez.. Öldürür insanı.. Onun için azar azar, yudum yudum içmek gerek. Bunun yolu da şişeyi yanında taşımak..
Nasıl hızla yayıldı, o gerzek diyet tarifesi.. Bugün abartmıyorum, iki genç kızdan biri, elinde ya da çantasında pet şişeyle geziyor..
Öte yandan, doktorlar, bilim adamları kıyameti koparıyorlar..
"Yapmayın, etmeyin" diye..
Çünkü sekiz litre su içmek, sekiz litre de çiş yapmak demek.. İkide birde sistit olmuş gibi tuvalete taşınmayı göze alabilirsiniz..
Ama çiş yaparken dışarı attığınız sadece içtiğiniz sekiz litre su değil.. Her çişte, yaşamın temel taşlarından bir bölümünü klozete döküyorsunuz.. Suda eriyen C gibi vitaminleri, tuzları ve çok önemli mineralleri.. Metabolizmanın mineral dengesi giderek bozuluyor.. Bu metabolizma denen meret bir bozuldu mu, bir daha da düzelmez üstelik..
Dahası.. İçtiğiniz suları böbreklerin çalışması ile atabiliyorsanız, bir yerde talihlisiniz üstelik. Çünkü böbreklerin belli bir kapasitesi var. Bunun üzerindeki suyu atamıyor. Fazla su kanda birikiyor. Kandaki sodyum seviyesi düşüyor. Bu düşüş de, bulantı, kusma, halsizlik, kramplar, beyin ödemi, koma, hatta ölüme sebep olabiliyor.
Su gerektiği kadar içilmeli.. Gereken en fazla 2, 2.5 litre.. Çünkü su sadece pet şişenin içinde değil. Aldığımız tüm gıdalarda da su var zaten.. 2 litre yeter de artar bile..
Fazlası zarar.. Lafın gelişi değil. Çok önemli zarar.. Bir nevi zehir..
Hele elde şişelerle, şarapçılar gibi sokaklarda, peti kafaya dike dike dolaşmak, sadece zarar vermiyor, bir de iğrenç bir görüntü yaratıyor..
O iki güzel kızdan aklımda kalan tek şey, o mide bulandırıcı pet şişeler..
Alkolizmin tedavisi var. Çünkü onun hastalık olduğunu herkes biliyor..
Sukolizm, ise umutsuz vaka.. Çünkü ellerinde şişeler, yuta yuta dolaşanlar, üstüne üstlük bir de sağlıklı bir şey yaptıklarını sanıyorlar.
Her gazetenin bir sağlık uzmanı doktor yazarı var..
Neden yazmazlar, neden ısrarla üzerine gitmezler bu su rezilliğinin?..