Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

"Go home Rijkaard!.."

Başlık bir klişe.. Hem de İngilizce bir klişe.. Daha geçen hafta klişelerden ne kadar nefret ettiğini yazan Hıncal'ın yazısının tepesinde.. Ne var ki amacım, bir klasik protesto sloganı atmak, hele hele Rijkaard gibi birisine "Defol" demek değil.. Rijkaard, Türkiye'de İngilizce hocalık yapıyor.. Anladığı dil o.. Türkçe bilmiyor ve adım gibi biliyorum ki, kendisi ile ilgili eleştirilerden de pek haberi olmuyor.. Okuması mümkün değil. Birisinin ona okuması gerek.. Kim?.. O acemi delikanlı gibi görünen tercümanı mı?. Onun transferini gerçekleştiren Haldun Üstünel mi?.
Bilemem.. Bizde "Okuma" değil, "Kaçırma" geleneği vardır, yazılanlar ağırsa hele..
Oysa, Rijkaard'ın okuması gerek..
"Go Home Rijkaard" lafı ona çok şey ifade eder.. O zaman merak da eder.. "Niye" diye..
O zaman bu yazıyı ona okurlar.. Perşembenin gelişini çarşambadan haber veren, Ankaragücü bozgununu 24 saat önceden haber veren yazımı da okurlar hatta..
Cumartesi sabahı, bu sayfanın en tepesinde "Asıl tokat daha gelmedi!.." yazıyordu.
Gerçek Galatasaray ve Rijkaard, 3.3'lük yanıltan ortalamayı tutturanlar değil, Ali Sami Yen'de Eskişehir ve Sturm Graz gibi, herhangi bir Avrupa kupasında tek tur bile geçemeyecek iki takımı geçemeyenlerdir..
Kaldı ki, 1-1'lik bu beraberlikler, benim sezon başından beri uyardığım "Tokat" da değildir.
Çünkü, Eskişehir de, Graz da, Ali Sami Yen'e kazanmak için değil, beraberliğe razı çıktılar. Buna rağmen en az Galatasaray kadar gol kaçırdılar.
Bir gün, bu ikisinden de daha iyi bir takım, kazanmak için çıkacak ve gerçek tokatı o zaman göreceğiz" diye başlıyordu o yazı ve Rijkaard'ın hatalarını uzun uzun, çok da ayrıntılı anlattıktan sonra..
"Ne demek istediğimizi körü körüne Rijkaard'a biat edenler, aşağılık komplekslerinden bir türlü sıyrılamayanlar anlamıştır sanırım..
Anlamamışlarsa.. Rijkaard böyle devam ederse, giderek yaklaşan 'Büyük Tokat'ta kafalarına dank edecektir"
diye de bitiyordu..
O Büyük Tokat 24 saat sonra geldi..
Gelmesi de Galatasaray'ın şansı oldu.. Gelmese, Fener maçında şaklayacak ve 6-0'ı da tarih yapacak bir skor ortaya çıkacaktı. Şimdi bu tokat, Rijkaard'ı kendisine getirecektir.. Getirmezse gider zaten.. Bakın bu defa, klişe slogan değil, mantıksal lafımı ediyorum.. Kendine gelmezse gitmeli.. Gitmezse, gönderilmeli..
Galatasaray'ın bugünkü feci durumunun sorumlusu asla ve asla futbolcular değil.. Rijkaard maçtan sonra "Biz yenildik" dedi.. Yanıldı.. Bir defa Galatasaray "Biz" değil ki, hele son maçlarda..
İkincisi.. Yenilen, o çok yetenekli futbolculardan oluşan ve herkesi gıpta ettiren dev kadro değil!.. O dev kadrodan, haftalardır, verimsiz, zevksiz, tatsız tutsuz bir futbol çıkaran ve bu futbolda, babasının sucuk tavasının başında yalanarak bekleyen çocuk gibi "İllaki" diye ısrar eden Rijkaard..
Bakın iki ihtimal var..
Ya Rijkaard futbolu bilmiyor, ya da Türkiye'yi ve Galatasaray'ı ciddiye almıyor.. Avrupa'da iş bulamadı ya, boşluğu doldurmak için bir iki yıl oyalanmaya gelmiş..
Maç sonunda Bahri Havadır'ın (Bravo Bahri. Çok akıllı ve gerekli sorular sordun..) sorularına yanıt verirken söyledikleri, bir itiraf..
"Nonda ile Baros tabii yan yana oynar.. Ama takım zaten çok iyi oynuyor. Olmayan şey son vuruş. İyi oynayan takımı ve oyunu niye değiştireyim. Son vuruşu yapanı değiştiririm" dedi..
İnanmazsınız, ama aynen böyle dedi..
Eskişehir, Graz ve Ankaragücü önünde oynanan rezil futbolu Rijkaard "İyi" sanıyormuş meğer.. Yani pes.. "Alay mı ediyorsun efendi" derler adama.. Sen Türkiye'yi ve Türk seyircisini bu kadar mı hafife alıyorsun..
Bu rezilliğin adı Rijkaard dedi diye "İyi futbol olacak" ve biz bunu yutacağız öyle mi?..
Hadi ordan!..
Efendim, Nonda ile Baros yan yana da oynarmış ama, o zaman takımda çok değişiklik yapmak gerekirmiş, oysa son vuruşu yapacak adamı değiştirmek daha kolaymış.. "Yuh" derler adama, Rijkaard
"Yuh!.." futbol dilinde..
Senin elinde Türkiye'nin gelmiş geçmiş en zengin kadrosu var.. Hem kalite, hem kantite olarak..
Sayı mı?..
Bir değil, iki takım çıkar, bu kadrodan..
Perşembe Graz'ı, Pazar Ankaragücü'nü 3-0 yenecek, iki ayrı takım..
Futbolları da zengin adamların var Rijkaard, aklına gelecek her taktiği, her sistemi oynatabilecek. Oyun içinde hatta adam bile değiştirmeden, futbolu, taktiği akla kara gibi değiştirmeni mümkün kılacak..
Arda.. Sağ bek de oynar, sol açık da.. Orta sahada oyun da kurar..
Kewel.. Sağ açık, sol açık, oyun kurucu, ön libero, hatta stoper..
Keita.. Sağ açık, sol açık, santrfor..
Elano.. Nereye koyarsan koy!..
Sabri, sağ bek, sağ açık..
Say sayabildiğin kadar Rijkaard.. Hemen her adamın en az iki yerde ayni başarıyla oynar..
Sen ne yapıyorsun.. Kör değneğini bellemiş, ezber bir 11, ezber bir oyun düzeni ve ezber değişiklikler..
Rakip eşek değil çözdü seni.. Seyirci eşek değil, sen önüne ne koyarsan onunla otlasın!..
Yahu sen başka şey bilmez misin?. Aklın başka şeye basmaz mı?.. Hadi maç içinde taktik değiştirmeyi beceremiyorsun, ya da cesaret edemiyorsun.. Bir maçtan ötekine başka şey düşünmekten de aciz misin?.
Sen nasıl Hocasın Rijkaard?.. Bak "Sen nasıl Büyük Hocasın" bile demiyorum.. "Sen nasıl hocasın?.."
Takımı telefonla Hollanda'dan yönetsen, bugünkünden farklı mı olurdu durum, madem ayni "Ezber" e devam edilecek. Niye zahmet ettin buralara?..
Senin bu ezber, aptal ve korkak taktiğini tercümanın uygulardı, nasılsa..
Korkak ya, Rijkaard.. Korkak..
İki forvetten kork, ille iki ilave kazma ile oyna.. İki ön libero eklemesiyle dört stoper.. Niye?.. Dudağını uçuklatacak rakip mi çıktı karşına bugüne dek, Türkiye'de Avrupa'da?..
Ankaragücü maçında, 0-0'a hem de nasıl razı olup, üçüncü ön liberoyu da soktun oyuna, "Korkak" Hocam.. Sarp ve Ayhan yetmedi.. Topal'ı da oyuna sokup iyice çekildin ve bu ön liberoların hatalarıyla birer gol yiyip 3-0 yenildin..
Türkçe bilseydin "Korkunun ecele faydası yok" derdik sana Hocam..
Asıl acısı Rijkaard..
Galatasaray'ı "Takım" yapamadın.. Bu takımda "Biz" diye oynayan tek kişi kalmadı. Kaptan Arda dahil herkes tek başına "Kahraman" olmak için oynuyor..
Bak Sevgili Arda.. Maçın 14'üncü dakikasını banttan izle.. Ankaragücü kalesine 5 metre mesafede, avut çizgisine yakın çalım atıyorsun.. Bir attın, içeri.. Şut pozisyonuna girdin. Bir çalım daha attın, çizgiye.. Gol asisti yapma pozisyonuna girdin. Ama ne şut attın, ne asist yaptın, bir çalım daha attın ve kaptırdın tabii, sonunda.. O üçüncü çalımın sebebini, mantığını bana bir anlat ne olur?.. "Şunun için attım, Hıncal Ağbi" de..
Maçı keyfin için, tek başına kahraman olmak için oynuyorsun. 18'in sol köşesi üzerinde içeri doğru attığın çalımlar her maçta ezberlendi artık. Pas vermek değil, şut atmak için yapıyor ve her defasında topu dağlara taşlara yolluyorsun, pas bekleyen arkadaşların dövünürken.. Ve sen kaptansın Arda.. "Sahada 'Ben' değil 'Biz' varız dersi vermesi gereken adam.. Ama İmam bunu yapınca Cemaat içine ediyor Galatasaray'ın ve kenardaki Rijkaard adlı adam, kaç maçtır, bu takımın nasıl "Ben"leri oynadığının farkında değil, önlem almıyor..
90 Dakikaya, 90 Rijkaard yanlışı koyabilirim aslında..
Mesela, anlamsız yan topları, hâlâ önleyemeyen Rijkaard..
Mesela, Servet'in kendisini Messi sanmasına engel olamayan Rijkaard.. "Yahu Servet efendi basit oyna..
Sen oyun kurucu değil, stopersin.. Rakip hücumda ilk görevin topu en hızlı şekilde tehlike zonunun dışına çıkarmaktır. Topu taca atmaya utandığın için Galatasaray'ın yediği golün haddi hesabı yok" diyemeyen, Galatasaray'ın takım olarak en büyük zaafının Servet olduğunun farkına dahi varamayan Rijkaard!..
Rijkaard silkinip kendine gelmeli.. Türkiye ve Galatasaray'ı küçümsemekten vazgeçip, adam gibi hocalık yapmalı..
Ya da..
Gitmeli, gerçekten!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA