Bu lig o kadar güzel başladı ki bize her konuda erkenden önümüze gerçekleri koyuyor. Çok gol de iyi futbol anlamına gelmiyor. Fenerbahçe'nin çok gollü iki maçına ve de Aykut Kocaman'ın yüzüne baktığınız zaman bunu daha net anlarsınız. Bu iyi futbol değil. Fenerbahçe taraftarına da baktığımız zaman onların yüzündeki ifadelerden anlıyorsunuz.

Maçtan sonra yapılan yorumları okuduğum zaman inanamıyorum. Fenerbahçe taraftarı güzel golleri sevdi ama güzel futbol demedi. Yorumcular ise "Güzel futbol oynandı, 6 gol neyine yetmez" gibi ifadeler kullanmaya başladı. Böyle bir şey yok. Beşiktaş bir gol attı, herkes tatmin oldu. Fenerbahçe 6 gol attı, kimse tatmin olmadı. Bu fark çok önemli. Beşiktaş 1-1 berabere kalabilirdi. O zaman da kimse kötü futbol oynandı diyemezdi. Ama bir artı golle maç lehlerine döndü ve de Beşiktaş üç puan aldı. Beşiktaş'ın Antalyaspor maçında gösterdiği performanstan kimse kuşku duymadı. Antalyaspor da doğru dürüst futbol oynamadı, Kasımpaşa da. Ama iki takımın oyunun seyirciye iyi oyun duygusu vermesi açısından Beşiktaş öndeydi. İleride Fenerbahçe de iyi oynayabilir. Sonuç şu: Çok gol değil, güzel gol seyredelim. Çok gol değil iyi futbol seyredelim.

LORİC CANA'YI ÖYLE HAFİFE ALMAMAK LAZIM
Marsilya'da oynayan futbolcunun testi çok yönlüdür. Takım, oyuncularını hem profesyonel bir futbolcu olarak test eder hem de deyim yerindeyse halı sahadaki hallerine de bakarlar. Mahalle arasındaki hal ve hareketlerine özen gösterirler. Çok ilginçtir aslında bu. Orada futbol oynamak şarkı söylemeyi de becerebilmek gibi bir şey. O yüzden Loric Cana'yı öyle hafife almamak lazım. Sadece sahadaki hali değil sokaktaki hali bile deyim yerindeyse önemlidir.

FUTBOLU HAYAL EDEMİYORUZ
Valencia -Bursaspor maçında aslında şu ortaya çıktı. Valencia çok büyük bir takım değil. Ama ne kadar basit ve hatta rakibe temasta bulunmadan oynuyorlar. Bunların arasında Mehmet Topal da var. Bu da gösteriyor ki Mehmet Topal böyle bir futbol oynayabiliyormuş. Biz ise oynayamaz diye düşünüyorduk. Çünkü biz futbolu hayal bile edemiyoruz.

Not: Bu yazı "Üç Korner bir penaltı" programından alıntıdır.