Duyum, söylenti ve dedikodu...
Sevilsin sevilmesin, bunlar, haberciliğin şehir kolu olan magazin alanına su taşıyan değirmenler.
Günaydın'da Bülent Cankurt'un köşesinde yer alan bir "aşk ilişkisi" duyumu ve ona gelen tepkilere kısaca değinmek istiyorum. 15 Mart tarihli köşesinde, işadamı Mehmet Garan'dan boşanan Zeynep Garan'ın Paris'te Cem Uzan'la Paris'te el ele görüldüğünü yazmıştı Cankurt.
Ertesi gün kendisine ve bu köşeye Zeynep Garan'ın avukatı Kezban Hatemi'den yalanlama geldi. Hatemi'ye göre haber asılsız ve müvekkilinin kişilik haklarını "zedeleyici" nitelikteydi.
Cankurt da ertesi gün bir düzeltme metnini köşesine koydu. Kendisini arayan bazı kaynaklara dayanarak, Cem Uzan'la el ele görülenin bir Fransız olduğunu, Garan'la fiziksel benzerliği nedeniyle böyle anlaşıldığını yazdı.
Duyumların olduğu gibi köşelere taşınması genellikle hukuk alanına taşınan sorunlar yaratıyor, bu bilinen bir gerçek. Hele magazin, tuzaklarla dolu. Acaba, yanıltan bir kaynak söz konusuysa ne yapılacak?
Bülent Cankurt düzeltmeyi ertesi gün koymakla doğru yaptı. Ama ona yine de sordum. Anladığıma göre, bu duyum bir değil, çok sayıda farklı kaynaktan gelmiş. "Böyle olunca inandırıcı buldum" diyor. Her iki kadın da birbirlerine çok benziyormuş, yanılmışlar topluca.
Peki, gazetenin güvenilirliği için ilkelerde tutarlılık gerektiğine göre, okurları magazinde neyin yalan neyin doğru olduğu konusunda açığa düşüren bu tek taraflı anlatımlardan vazgeçip başka bir yol tutulamaz mı?
Cankurt, "bu büyük bir dert" diyor. "Kaynaklardan gelen duyumlarla kişileri yüzleştirip nedir bu işin aslı diye sorduğunuzda ya bile bile yalanlıyorlar veya 'aman basma' diye ricacı oluyorlar. Bu haber için söylemiyorum, ama bazen birebir doğru olduğunu bildiğiniz şeyleri yazıp yazmama konusunda kararsız veya baskı altında kalıyorsunuz. Maalesef kolayı da yok, başka çıkar yolu da."
Ben, magazinde ilkeler konusunda daha titiz olunmasının, kısa vadede değilse bile, uzun vadede hem gazeteciye hem de gazeteye kazanç getireceğinde ısrarlıyım. Bu yol çok riskli; her an tuzağam düşme ihtimali var. Düşünelim. Ve düşünürken, en azından, Cankurt'un yaptığı gibi, düzeltmeleri bekletmeden, oyalamadan, sektirmeden hemen yayınlayalım.