Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

AKM'nin mimarını çileden çıkardılar!

Mimar Murat Tabanlıoğlu, Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) mimarı rahmetli Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu. Başka pek çok sebeple birlikte babasının yaptığı bir eser olması nedeniyle de Murat Tabanlıoğlu, kendisi gibi mimar eşi ve ortağı Melkan Gürsel Tabanlıoğlu ile birlikte AKM'nin yıkılmasına şiddetle karşı çıkanların başında gelmişti.
Nitekim AKM'nin yıkılması yerine restore edilmesine karar verilmiş. Tabanlıoğlu da bir anlamda baba yadigarı olan bu binanın restorasyonu için bir proje hazırlamıştı. Üstelik Tabanlıoğlu grubu bu işin sosyal sorumluluk tarafını ön planda tuttuğu için proje çiziminden para dahi almamıştı. Buraya kadar her şey güzel. AKM, ihalesi yapılmış ve inşaatına başlamasına ramak kalmıştı ki Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası Başkanı'nın başvurusu üzerine ihale iptal edildi.

Fuaye büyümesin mi?

Ben de merak ettim. Niye iptal edildi restorasyon çalışması ve tiyatrocular bir an önce bu önemli binanın içinde hayatın başlamasını istemiyorlar mı diye.
Murat ve Melkan Gürsel Tabanlıoğlu bu işin iptaline çok şaşırmış. Neticede buranın kurtarılması için en çok çaba sarfedenler arasındaydılar. "Bu bina sırf bir kişinin keyine göre, şahsi görüşleri doğrultusunda boş kalamaz" diye isyan ediyorlar.
Peki AKM'nin içindeki hangi değişiklikler tepki alıyor? Onu da öğrendim. Tabanlıoğlu, salonların büyüklüğüne dokunmamış ama kullanım alanlarının daha büyümesi, fonksiyonel olması için bir takım değişiklikler yapmış. Örneğin AKM binasının girişinde kocaman bir vestiyer alanı var. Tabanlıoğlu diyor ki şimdi artık çok daha fonksiyonel vestiyerler var. Böyle bir alanı üstelikte göze çarpan bir yerde tutmaya gerek yok. Anlaşılan bu tiyatrocular sendikasının hoşuna gitmemiş.
Bir de Taksim meydanını kucaklayan bir fuaye alanı düşünmüşler. İçerideki salonda bir piyes varken, bu fuaye alanı kullanılsın istemişler. Hiçbir ana mekana dokunmamışlar ama fuaye alanı bomboş durmasın ve kullanılsın diye hareketli paneller koymuşlar.
Ha bir önemli değişiklik daha var. O da kafeterya yerine bir restoran koymuşlar. İşte bu da sendikanın hoşuna gitmemiş. Buraya insanların girip, çıkması istenmiyormuş.
Tabanlıoğlu da diyor ki, bu binaların gelire ihtiyacı var, bakması zordur. Restoran iyi bir gelir getirecek AKM'ye. Dünyanın pek çok yerinde bu tarz kültür merkezlerini dolaştım. İçlerindeki restoranlarda yemek yedim. Nesi kötü bunun anlamadım.
AKM, herkesin uğrak yeri olsa fena mı olur?
Başka değişiklik var mı diye sordum. Bir de sanat galerisine gitmek için arkadan dolaşarak binilen asansörün yerine, fuaye alanından doğrudan sanat galerisine bir bağlantı yaptıklarını öğrendim.
Sanat galerisinin arka tarafında yer alan ve o dönem gerekli olan ama şimdi teknoloji ilerlediğinden ötürü o kadar büyük bir alana gerekli olmayan bir mekanik alan galeriye katılmış Tabanlıoğlu'nun projesinde.
Özetle yapılan şu. Cepheler, salonun büyüklüğü gibi AKM'yi AKM yapan unsurlar korunmuş, bazı fonksiyonlar eklenmiş, kullanılmayan alanlar kullanılsın diye değişiklikler yapılmış. Tabii bu arada birtakım akustik önlemler de alınmış.
Projeyi Bakanlar Kurulu onaylamış. Anıtlar Kurulu onaylamış. Ama işte şimdi ihale iptal olunca her şey sil baştan.

Babasının eseri sonuçta

AKM'nin 2010 Kültür Başkenti'ne yetişmesi bu gidişle hayal olacak. Melkan Tabanlıoğlu, "Bana sorarsanız hangi firmanın bu ihaleyi almasından daha önemli şeyler var. Şu anda AKM boşaltıldı. Oradaki sanatçılar hiçbir icraatta bulunamıyor, garip yerlerde çalışıyor. AKM, projeye uygun bir şekilde süratle inşa edilmeli" diyor da bakalım yasal süreç buna izin verecek mi?
AKM'nin günümüz teknolojisini kullanarak renove edilmesi için bir proje çizen Murat Tabanlıoğlu, süreç boyunca AKM'nin yaşatılması için taraf olan bir kurumun, yenilemenin durdurulması için mahkemeye başvurmasını hayretle karşılıyor.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekip Avdağıç, "Murat Bey'in kendi babasının eserine aykırı bir şey yapması zaten mümkün değildir. Ayrıca bu konuda son derece hassas olan koruma kurulu var. Her safhayı takip edip yönlendirmelerde bulunan bir kurumdan bahsediyoruz. Biz kurumun eleştiri ve önerilerini dikkate alarak projeyi son aşamasına getirdik ve onaylanmış haliyle ihaleye çıktık. Ben, İstabullu kültür ve sanat severlerin, bu işe karşı çıkanların samimiyetini sorgulamaları gerektiğini düşünüyorum" demiş.
Gelişmeler ilginç değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA