Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

AB'ye girebilmek Almanya'da bilboardlara ilan vererek olmaz!

Son zamanlarda yeni normali ve yeni nesil sanayici ve işadamları temsil edenleri İş'te Hayat isimli söyleşi köşesinde konuk ediyorum.
Hafta başı okudunuz. Doğu Bloku ülkelerine toptan satış yapan tipik bir Laleli şirketiyken, yurtdışında 300 mağaza açacak kadar büyüyen ve 14 milyon adet üretim yapan çocuk markası Wenice'in hissedarı ve CEO'suyla görüştüm. Çok yeni şeyler anlattı. 34 yaşındaki Oktay Özdemir kafayı verimliliğe takmış ve çalışan mutluluğunu birinci önceliği yapmış, hal böyle olunca da şirketin hem cirosu katlanmış hem de şirketi satın almak isteyen 14 fonun ilgisini çekmeyi başarmış.

Almanya'nın sorunlarını çözeriz!

Oktay Özdemir, o gün sohbet ederken ilginç bir projesinden daha söz etti. Ben eminim diğer anlattıklarını gerçekleştirdiği gibi son projesini de gerçekleştirecek.
Özdemir'in projesini ilginç bulduğum için sizinle paylaşmak istiyorum.
Özdemir'e göre Türkiye gerçekten AB'ye girmek istiyorsa, daha farklı projeler yapmalı. Yani gidip Almanya'da bilboardlar'a ilan vermekle bizi daha fazla sevmeyecek Almanlar. Peki ne yapmalı? Diyor ki Özdemir, onların sorunlarına destek versek çok daha başarılı sonuç elde ederiz. Biz Türkler onların sorunlarını çözebiliriz.
Örneğin çocuk giyimi üreten Özdemir, Almanya'da boşanmış Alman ailelerin çocuklarına rehabilitasyon desteği vermekten söz ediyor. Neden olmasın diyor ve bunun için hazırlık yaptıklarını anlatıyor.
Ne dersiniz? AB'ye girmek, o ülkelere gerçek anlamda entegre olmak acaba hakikaten AB'nin önemli sorunlarına 'Hey durun bir dakika! Biz bu sorunları sizin için çözeriz' demekten geçiyor olmasın.

2011'in herkese sağlık ve mutluluk, dünyaya barış getirmesini dilerim.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA