Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

İki Kemal'in yolculuğu!

Kısmet, 10 yılda iki Kemal'le tanıştık! İlk Kemal 2001'de geldi. Sosyal demokrattı. Yıllarca yoksul ülkelere sunulan kalkınma programlarında bürokrasi ve bankacılık kesimiyle çalıştığı için kucağına bırakılan 55 milyar dolarlık banka batağına takılmadı.
"Bankacılık sistemi ekonominin can damarıdır" diyerek güçlü bankacılık sistemiyle güçlü ekonomiye geçişi yapılandırdı.
2001'de bize, "Kaideleri değiştirin başarı gelecek!" dedi. Elimizden geleni yaptık. Şimdi tam tersini söylüyor. "Davranışları değiştirin başarı gelecek," diyor.

***

El insaf!
Tasarruf, tüketim davranışı ve buna dayalı tercihler hop diye nasıl değişir? Değişim zaman ister, Derviş bunu bilmiyor mu? Anladığım kadarıyla Derviş'in küresel tasarruf furyalı söylemiyle Türkiye'nin şu anki yolculuğu uyuşmuyor.
Derviş, iyimser, "İlk çeyrekteki küçülmeye takılmayın" diyor. Ama büyüme konusunda bir şey söylemiyor. Öyle ya, vergi indirimleriyle artırılan tüketimin arkasında mı? Patlayan ithalatın yanında mı? "Kriz varsa çare var" kampanyasını destekliyor mu? Kabul, ÖTV ve KDV indirimi kısa da olsa ekonomide canlanmaya yol açtı. Ama ya sonrası? Galiba temel sorun da bu.
Anlıyorum ki Derviş'in kafasının içi çok net değil. Derviş'in fikri ne ise zikri odur!.." derler. Geçmişte beklentiyi doğru yöneterek güven sağlayan Kemal Derviş'in acaba hangi politikası bizi tasarrufa yöneltti? Sayesinde acı IMF ilacını içtik. Sayesinde daha da yoksullaştık. Artık şunu iyi anlamalıyız. Özel sektörde 6, kamuda 3 milyon çalışanla Türkiye'nin zenginleşmesi mümkün değil!
Ülkenin doğusuna, batısına, tarımına, sanayisine, esnafına, emeklisine bütüncül bakan yeni bir yaklaşım şart.
Kayserililerin bir sözü var; "Yakınmayın, yekinin!" derler. Biz de Derviş'e, "Yakınma, yekin!" diyoruz.
***

İkinci Kemal, 2002'de Başbakan Erdoğan'ın, "Kemal Abisi" olarak hayatımıza girdi. Renkli kişiliğiyle, karısı "Ahsen Yenge," iki kızı, işadamı oğlu "Abdullah" ile birlikte kısa sürede Türkiye'nin, "Kemal Abisi" olmayı başardı.
Başarılı bir Maliye Bakanı'ydı. Ne zaman özelleştirme kendisine bağlandı, şeffaflık ve hukuk tartışmaları Unakıtan'ı yıprattı...
Sağlığı bozuldu.
Ancak vedasına sağlık sorunları değil, 22 Temmuz seçimleri neden oldu. Kendisi, seçim sonrası "Ekonominin patronu" olmayı bekliyordu. Rivayet o ki, seçim sonucuyla birlikte bakanlıkta evraklarını toplamış, danışmanlarıyla, "Hadi, Başbakanlık'ta görüşmek üzere" diye vedalaşmıştı bile! Olmadı. Türkiye'nin Kemal Abisi olmak kolay mı?
Ekonominin patronu olmayınca, güle oynaya geldiği, şen şakrak yönettiği Maliye'ye sessizce veda etti. Türkiye'nin Kemal Abisi şimdi Ahsen Hanım ve oğlu Abdullah ile sabah akşam Caddebostan sahilinde yürüyor. Yanında ne koruma ne de güvenlik var! Eğer yolunuz düşer, Caddebostan'da yürürken Kemal Unakıtan'la karşılaşırsanız, önerim var. Lütfen kendisine, güçlendirilmiş ekonomik programın patronu Kemal Derviş'le orta vadeli programın tasarımcısı Mehmet Şimşek'i bir mukayese ettirin!
Derviş ve Şimşek'in yoğurt yemesi farklı, ama ortak yanları aynı, ikisi de ithal, ikisi de bankacı...
Yetmez mi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA