Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

Âşık olunur mu, aşka düşülür mü?

Murathan Mungan Aşkın Cep Defteri'nde "Bazı Avrupa dillerinde 'âşık olma' sözü yoktur. Âşık 'olma' hali yoktur. 'Aşka düşme' denilir," diye yazmış.
Bu iki tanımlama, birbirinden farklı iki dünyayı, Batı ile Doğu'yu anlatıyor.
Aynen nefs ve ego gibi. Sanırım Batı'nın rasyonel dünyasında 'aşka düşmek'; aklın ipinin koptuğu, duygunun ve tutkunun aklın arabasına koşulduğu andır. Bireyin kırıldığı, 'kendi olmanın' yolunun şaştığı andır.
Bu nedenle hep tedirgin edicidir. Çünkü düşünce yaralanırsın! Oysa Doğu'da 'âşık olmak' da vardır. "Âşık oldum," deriz. Çünkü Doğu'nun kadim bilgisi aşkın sadece 'düşülen' değil, aynı zamanda 'olunan' bir şey olduğunu bilir.
Çünkü 'düşmek', kalkmayı da peşinden getirir. 'Olmak' ise erimeyi. 'Olmak', Leyla'dır Mecnur'dur; Ferhat'tır Şirin'dir. Aklın mührüdür.
Belki de 'aşka düşme hali'nden sonrasıdır 'aşık olma hali.' Yani uzun ve zorlu bir yoldur. Galiba, biraz da bu nedenle sadece 'düştüğümüzle' kalıyoruz. Evet, sizce aşk 'olunan' bir şey mi,

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA