Bir liderin görevi bağırıp, çağırmak emirler vermek değil, koordinasyonu sağlamaktır. Önemli olan liderin başarısı değil, takımın başarısıdır.
Efes Pilsen'in Hırvat hocası Perasoviç iyi bir çalıştırıcı olabilir ama oyuncularının duygularını harekete geçirecek karaktere sahip değil. Eğer sporcu ile hoca arasında "Sevgi elektiriği" yanmıyorsa başarı o takım için uzak olur. Bu tabloya antrenmanda tanık oldum. Efes Pilsen'in THY Euroleague'de inişli çıkışlı grafik çizmesinin temel sorunu takım ruhundan uzak olmasıdır.
Kadroda Dünya İkinciliğini yaşamış Kerem Tunçeri, Kerem Gönlüm, Ender Arslan, Sinan Güler ve Cenk Akyol gibi isimler olmasına rağmen Perasoviç katı davranış biçimi nedeniyle mutlu bir topluluk yaratamıyor. Başarı konusunda insanların duygularını harekete geçirmedikçe onları harekete geçiremezsiniz. Kalp beyinden önce gelir.

ACİL HAMLELER GEREKLİ
Görünen tabloda Perasoviç ile oyuncular arasında kan uyuşmazlığı var. Çünkü Hırvat hoca forma dağıtımında adaletsiz davranıyor. Cenk ve Ender kenarda otururken miyadını doldurmuş Vujcic "Kurtarıcı" gibi oyuna giriyor. Perosoviç ideal beşini bulamamış olacak ki; sürekli arayış içinde hareket ediyor. Türk basketbolunda büyük başarılara imza atan Efes Pilsen takım olamamanın sıkıntısı Armani Jeans Milano'ya 14 sayı farkla yenilerek yaşadı. Milano, maç boyu ABD'li Hawkins'in liderliğinde oynadı. Perasoviç'in oyun kurucu Kerem Tunçeri'yi oyuna şutör olarak başlatması hataydı. Efes yönetimi öncelikle takım ruhunu geri getirecek hamlelere acilen girişmeli.