Bir eksiklik vardı ligimizde... Dördüncü haftada sinemalardaki 'Pek yakında' anonslarına uygun bir ortam hazırlanmış fakat film başlamamıştı. "Hayret! Bizim malum film vizyona girmedi" derken, altyazı ile duyuruldu start... Hangi film mi bu? "Teksas" değil, "Teknik adam katliamı" filmimizin ismi...
PEKİ nasıl mı hazırlandı bu ortam? Hepimizin gözü önünde... İşte öykümüz:
TEKNİKadam, üst üste gelen yenilgiler üzerine, "İstediğim futbolcular alınmadı" dedi. Oyuncuların alınmasında (ve alınmamasında) payı geçen 'genel menajer' ile ters düştü. Şimdi bu terslikte, aynı yedek kulübesinde bir teknik direktör, bir de genel menajer düşünün... Menajer kulübeden oyuncuları fırçaladı; teknik adam da herkesin gözü önünde otoritesini yerle bir eden bu harekete sessiz kalmadı; tepki gösterdi ve tartışmanın fitili tekrar ateşlendi.
İŞTE "küçük oyunlar" böyle başladı.
ARTIK kahramanlarımızı açıklayalım.
YER: Kayseri Kadir Has Stadı.
KULÜP: Denizlispor.
TEKNİK ADAM: Erhan Altın.
GENEL MENAJER: Özhan Çetin.
SONRASI daha kötü... Devreye, yönlendirilen dört adet kulüp yöneticisi girdi. Onlar da hemen başkanı arayıp 'baskılama' yöntemini denediler. Amaç hocayı istifaya zorlamaktı. Bahaneleri de hazırdı: "Takım huzursuz!"
SONUÇolarak Başkan Ali İpek bugüne kadar başardığı en iyi işi yaptı. Dün saat 15:40 sularında Erhan Altın ile yolları ayırdı. İşin acı tarafı, Erhan Altın bu olayı gazetecilerden öğrendi.
Olaylardan sonra zaten ne yapsa dönüşü yoktu. Film başlamıştı bir defa.
TÜRKİYE'DEmenajerler ile teknik direktörler arasındaki 'yetki karmaşası' çözülmeli. Çözecek olanlar da kulüp yöneticileri... Ertuğrul Sağlam Beşiktaş'ın başındayken Sinan Engin ile benzer sıkıntıları yaşamadı mı? Türkiye'de "Sportif Direktörlük" sisteminin en iyi işlediği kulüp hangisi? Dışarıdan bakıldığında Fenerbahçe... Peki sizce; Aykut Kocaman, Daum'un üzerinde mi?
AVRUPA'YIörnek göstermeyi sevmiyorum ama "sportif direktör" koltuğunun veya genel menajer unvanının tanımı, orada oturmuş durumda... Sporu; bizim konumuzda futbolu yöneten kişi... Profesyonel olarak çalışan futbol şube sorumlusu ve transferde teknik ekibin isteği doğrultusunda kulübün bütçesi çerçevesinde adım atan kişi... Aynı zamanda teknik adamı seçen, yönetime kabul ettiren ve tercihi olduğu için sonuna kadar arkasında durup (Yıldırım Demirören tarzı değil) onun başarısı ve başarısızlığını paylaşan kişidir sportif direktör... Bizde ise öyle olmuyor. Bu unvanların sahipleri, teknik adamlarla yarışa giriyor. F.Bahçe'de "şimdilik" böyle bir kriz yok. Ama Daum sallanırsa, neler olabilir tahmin etmek güç değil...